14 Temmuz 2013 Pazar

II. OSMAN




II. OSMAN (GENÇ) (1604 - 1622)

Osmanlı Hanedanı'ndan on altıncı padişah.

Babası I. Ahmed, annesi Mahfiruz Haseki Sultan'dır. 13 yaşındayken Sultan I. Mustafa'nın yerine tahta çıktı (14 Mayıs 1618).

II. Osman da, kendinden önce gelen bütün şehzadeler gibi devrin en iyi hocalarından ders gördü. Arapça'yı, edebiyatlarıyla, çağının ilimleriyle birlikte öğrendi. Tahta çıktıktan sonra, baş hocası hace-i sultanı Ömer Efendi'ye meşihat payesi verdi. Bu suretle imparatorlukta sadrazam ve şeyhülislamdan başka, eşit paye taşıyan üçüncü bir şahsiyet ortaya çıktı. II. Osman bu usule aykırı davranışıyla aynı günde, sadaret kaymakamı Sofu Mehmed Paşa'yı azletti. Yerine, eniştesi Damad Öküz Kara Mehmed Paşa, sadaret kaymakamı oldu. Sadrazam Damad Halil Paşa, serdar-ı ekrem olarak, İran cephesindeydi. 2 ay sonra, İran ile barış antlaşması imzalayarak İstanbul'a dönen Damad Halil Paşa'yı görevinden azlederek yerine Damad Öküz Kara Mehmed Paşa'yı sadarete getirdi. 11 ay sonra da 23 Aralık 1619'da Damad Öküz Kara Mehmed Paşa'yı azletti. Kapdan-ı derya Güzelce Çelebi Ali Paşa, sadrazam oldu. Vezir İskender Paşa'nın Lehlilere karşı zaferleri, bu dönemde kazanıldı. Yine bu dönem II. Osman'ın kaptan-ı deryalığa getirdiği eski sadrazam Damad Halil Paşa, 1620 yazında Donanma ile birlikte Adriya Denizi'ni geçerek Manfredonia Körfezi'ne girdi. İtalya'ya asker çıkardı. İspanya'ya ait Manfredonia limanını aldı. Sadrazam Güzelce Çelebi Ali Paşa'nın ölümü üzerine 4. vezir Ohrili Hüseyin Paşa, sadrazam oldu (17 Eylül 1621). II. Osman'ın ünlü Lehistan seferi, bu sadrazamın zamanında başladı.

II. Osman Lehistan'ı alarak Baltık Denizi'ne çıkmak, burada bir donanma inşa etmek istiyordu. Otuz yıl Savaşı'nın başladığı bu yıllarda Avrupa'da yeni bir Osmanlı hamlesi için, daha iyi bir zaman yakalanamazdı. Ancak II. Osman'ın gençlik ve tecrübesizlikten doğan bir seri hatası, ordudaki en küçük bir disiplinsizliği birçok asker ve subayı öldürterek cezalandırması, genç padişahla Kapıkulu ocaklarının arasını açmıştı. Halkın uğursuz saydığı gün olan 21 Mayıs 1621'de Lehistan seferini başlattı. Hotin Kalesi'ni ele geçiren Osmanlı kuvvetleri, Lehlilerin şiddetli karşı koyuşlarıyla karşılaştı. Kış mevsiminin de yaklaşması II. Osman'ı istemeyerek de olsa barış imzalamaya mecbur etti (8 Kasım 1621). Böylece tasarılarını gerçekleştiremeyen padişah, İstanbul'a döndü. 19 Mayıs 1622'de sadrazam Ohrili Hüseyin Paşa, Hotin muhasarasındaki ihanetinden dolayı azledildi. 2. vezir olarak cezadan kurtuldu. Yerine Diyarbakır beylerbeyisi Dilaver Paşa, sadrazam oldu. Sultan II. Osman Lehistan seferinde uğradığı hayal kırıklığını, yeniçerilerin hatalarına bağlıyordu. Bu yüzden Kapıkulu ocaklarını kapatmak, yerine yeni bir ordu kurmak istiyordu. Bu durumu anlayan Kapıkulu ocakları, padişaha açık muhalif olmuştu. II. Osman'ın Halep beylerbeyisine, Anadolu, Suriye ve Mısır'a asker yazdırmak için gizli bir irade göndermesi ve yeniçerilerin bunu öğrenmeleri, anlaşmazlığı en vahim duruma getirdi. Ayrıca Cezayir ve Tunus beylerbeyilerine birer hatt-ı hümayun göndererek, donanmalarını Lübnan kıyılarında toplamalarını bildirdi. Kendisinin de hacca gideceğini resmen ilan etti. Bu arada başlarına gelecekleri anlayan yeniçeriler, II. Osman'ın aleyhinde ateşli bir propagandaya giriştiler.

18 Mayıs 1622 sabahı padişah tuğları, Üsküdar sahrasına dikildi. Gerçi halk, günlerden, hatta haftalardan beri padişahın hacca gideceğini biliyordu. Fakat tuğlar dikilmek suretiyle bu iş, resmen ilan edilmiş oldu. Eski sadrazam Ohrili Hüseyin Paşa, saltanat naibi olarak İstanbul'da kalacaktı.

Tuğların Üsküdar'da dikilişinden bir-iki saat sonra yeniçeriler kazan kaldırarak, Atmeydanı'nda toplandılar. Ellerinde şeyhülislam Esad Efendi'den aldıkları, "Padişahlara hac lazım değildir. Yerinde oturup adl eylemek evladır. Caiz ki bir fitne zuhur eyliye" fetvası vardı. Otağ-ı hümayunun Üsküdar'a geçirilmesi gerekirken Topkapı Sarayı'nın yolları kesilmiş olduğu için, mümkün olmadı. Bu arada II. Osman, fetvayı kendisine getiren ulemanın önünde kağıdı yırtıp yüzlerine attı. 19 Mayıs sabahı, başta yeniçeriler olmak üzere Kapıkulu ocakları, on binleri aşan bir kalabalık halinde Fatih'te toplandılar. Fatih Camii'nde sabah namazı kılındı. Oradan yürüyüşe geçilerek Sultanahmed'e gelindi. Bunların başında şeyhülislam Hocazade Esad Efendi vardı. Padişahtan sadrazam Dilaver Paşa, hace-i sultani meşihat payeli Ömer Efendi, Darüssaade ağası Süleyman Ağa, eski İstanbul muhafızı ve kaymakamı Nişancı Ahmed Paşa, başdefterdar Baki Paşa ile Sekbanbaşı Nasuh Ağa'nın başlarını istediler.

Ulemadan bir heyet, hazırlanan arızayı Topkapı Sarayı'na gidip II. Osman'a sundu. Genç hükümdar, kağıdı okuduktan sonra istenilenleri yerine getirmeyeceğini söyledi.

Bunun üzerine on binlerce asi, Saray'a girdiler ve Sultan'ı ayak divanına çağırdılar. Sultan'ın divana gelmemesi üzerine şehzade Mustafa'yı odasından çıkartıp, biat ettiler. II. Osman'ı da Yedikule zindanlarına kapattılar. 20 Mayıs 1622 günü kementle boğulan Genç Osman'ın yerine I. Mustafa padişah ilan edildi. Cenazesi Sultanahmed Camii'indeki türbesine gömüldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder